Somuttan Soyuta Doğa
Şule Derel
2002-2003 2. sınıf, Özgün Baskı
dB ©
Günümüz sanatçısının doğayla
ilişkisi onu somut görünüşüyle yansıtmanın ötesine geçmiştir
artık. Sanatçı artık nesnenin bir noktadan görünüşü ile avunmuyor,
yeterli olmuyor bu onun için. O, nesnenin ötesini araştırıyor,
nesneyi yeniden saptıyor. Çünkü sanatçının yaratım sürecinde
nihai biçimlerin kendisinden çok biçimlendirmeyi yapan güçler önem
taşır. Ama bundan anlaşılmasın ki sanatçı doğadan kaçıyor, aksine
ona dönüyor, onu önemsiyor. Öyle ki doğanın görünüşüne, aldatıcı
tarafına değil, tersine gerçeklerine ilkel kuvvetlerine bir
dönüştür bu. Ve bunu ne krallara hükümdarlara yaranmak için, ne
de tanrıya olan şükranını belirtmek için yapıyor. Sanatçı
hayatında kazandığı özgürlükleri, eserlerinde kullanıyor.
Sanatın, objenin basit
tasvirinden çok; sanatçının da ruhsal dünyasını kattığı
yorumlara yönelmesi şüphesiz çağın kendisiyle de ilişkilidir.
Tıpkı, bilimin uzaydaki sonsuzluğu irdelemesi gibi, günümüz sanatı
da insanın içine insanın içindeki sonsuzluğa yönelmiştir.
"Sanat, ancak maddi olmayanı
ifade ettiği sürece bir anlam taşır. Zira sanat ancak bu şekilde,
insanı kendi bulunduğu düzeyin üstüne yükseltmek olanağına sahip
olur" (Mondrian)
Sanatçının bu yöneliminde
şüphesiz izleyicinin de rolü vardır. Artık doğanın yüzeysel
kopyası topluma yetmemektedir. Sanatçı elbette doğaya paralel
çalışır ama doğadan bir motifin salt benzerlik aranarak
kopyalanması artık itibar görmemektedir. Halk sanattan etki yapan,
heyecana getiren, öğreten eserler istiyor.
Sanatçının doğayla ilişkisinin;
bireysel olarak eksilmesi de, onun sanat yapıtındaki doğa
ilişkisini etkiler kuşkusuz. 19. yy'ın ortalarına doğru büyük bir
hızla el sanatlarından ve el üretiminden endüstri üretimine geçiş
ve köy hayatından kent hayatına varma; toplumun her bireyi gibi
sanatçıyı da etkilemiştir. İşte endüstrinin seri icatlar halinde
endişe verici bir hızla geliştiği yüzyılımız başlangıcında,
insanoğlunun yaşadığı gerek psikolojik gerekse maddi çalkantı
süreci plastik sanatlarda da bir biçim parçalama eğilimini ortaya
çıkardı.
"Parçalayarak yok etme içgüdüsü,
yaşanmamış bir hayatın tepkisidir." (Erich Fromm)
Doğadan kopuş ve materyalizmin
sebep olduğu bu devamlı endişe ve huzursuzluklara, içsel bir tepki
olarak sanatçı; resminde onu parçalayıp yok etmekle cevap
vermiştir. Kübist ve Ekspresyonist akımlar, eşyanın gerçek görünüş
biçimini parçalamakla ilk tepkiyi göstermişler; bunu, eşyanın dış
görünüşünü anlatım aracı olarak reddedip tuvalinden tüm olarak
atmakla materyalist düşünce; sonrada materyalizme karşı olan
bıkkınlığı belirten ilk soyut resim sanatçıları izlemiştir.
"Doğa kendi biçimini kendi
amaçlan için, sanat da kendi biçimini kendi amaçları için
yaratır." (Kandinsky)
Çünkü onlara göre resimde doğa
biçimlerinin olduğu gibi kullanılması; renk ve biçim hürriyetine
engel olur. Günümüz sanatçısı doğanın karşısına eleştirici
gözlerle çıkıp çözümlemeye uğraşıyor. Uluslararası Teknoloji
Çağının (!) yaşandığı bir dönemde sanatçının basit doğal bir
görüntü ile avunması beklenemez.
Sanatçı için doğanın irdelenmesi,
biçimin yanında kullanılan maddeye de yansır. Yüzyılımız başına
değin sanat eserinin maddesi (eserin yapımında kullanılan boya
vs.) doğa görünüşlerinin biçim ve renklerine benzetiliyordu. Bu
bakımdan boya yaşanılmış görülmüş bir olayın doğrudan
canlandırılması için bir araçtı. Oysa şimdi boya adı altında
kullanılan tüm malzemeler bizzat kendi doğal görünüşleriyle de
bir şey anlatır.
Belki de sanatçı gönülsüz bir
felsefecidir ve iyimserlerle birlikte bu dünyayı bütün olası
dünyaların en iyisi ya da bir model olamayacak kadar kötü kabul
etmese de, şöyle der; “Şu anki biçimi bakımından bu dünya mümkün
olan tek dünya değildir. Bu nedenle doğanın önüne yerleştirdiği
bitmiş biçimleri irdeleyici gözlerle inceler.” (Paul Klee)
KAYNAKÇA
KANDINSKY, Wassily:
Sanatta Ruhsallık Üzerine,
Altıkırkbeş Yayınevi,
İstanbul, 2001.
KLEE, Paul: Modern Sanat Üzerine,
Altıkırkbeş Yayınevi, İstanbul, 2002.
ÖZTOPÇU, H. Avni: Doksanbeş – Doksanaltı Notları,
H62, İstanbul,2002.
TURANİ, Adnan: Dünya Sanat Tarihi, Remzi Kitabevi,
İstanbul, 2000.
WORRINGER, Wilhelm: Soyutlama ve Özdeşleyim,
Remzi Kitabevi, İstanbul, 1985.