Karanlığı bir
feryat yırttı
Yurtsan
ATAKAN, 16 Ekim 2002
Hürriyet
Yazıya
bu paragrafla girmemin tek nedeni, yukarıdaki başlıkla
ilgisiz bir konuya ara başlık atabilmek için yer
kazanmak. Karanlığı yırtan feryadı merak ediyorsanız
ikinci altbaşlığa atlayabilirsiniz ama Tablet PC
rezaletini de mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
TABLET
PC REZALETİ
Bilgisayar sektöründeki kimi çokuluslu firmaların Türk
tüketicisini eşek yerine koyan uygulamaları artık
gına getirir boyutlara ulaştı. Önce klavyelerimize
saldırmışlardı. Türkçe yazıma uygun bir harf dizilişine
sahip kırk yıllık 'F' klavyemiz, güzide bilişim sektörümüzün
gözünü üç kuruşluk kár marjı bürümüş, ondan da
beteri tembel, üşengeç ve sorumsuz yöneticileri
sayesinde nalları dikti ve yerini uyduruk 'Q' klavyeye
bıraktı.
Ardından işletim sistemi ve yazılımların Türkçe
versiyonları aracılığıyla doğrudan bir saldırı başlattılar.
Bu tür saldırılar arasında Microsoft'unkiler özellikle
kayda değerdi. Ucuz etin yahnisi yavan olur derler ama
Microsoft'un özensiz çevirisi sonucunda ortaya çıkan Türkçe'ye
yavan bile demek iltifat olur. Ucuza kapatılan bir kaç zıpıra
yaptırtıldığı izlenimi veren Türkçe çeviriye olsa
olsa hokkabaz Türkçesi denir.
Derken taşınabilirlik kavramının anlamı değişmeye
başladı. Taşınır bilgisayarlar kucaktan kalkıp,
ele avuca sığar oldular. Bilgisayarlar küçüldükçe,
klavyeler de küçüldü. Küçülen klavyeler eski
klavyelere göre ana cihazla çok daha bütünleşmiş bir
biçimde tasarlanmaya başladılar. Bu içiçe geçmiş
tasarım, klavye üzerindeki tuşların tek tek çıkartılıp
değiştirilmesini olanaksız hale getirdi. Elin gavuru da
tutup, diline beline sahip çıkmasını bilmeyen Türk tüketicisini
düşünecek değil ya... Başladılar üzerinde tek bir Türkçe
karakter bile olmayan bilgisayarları kakalamaya. Mırın
kırın edenleri de, Türkçe harflerin çıkartmalarla
yamandığı, dandik ürünlerle avuttular.
Tek bir Allah'ın kulu da çıkıp itiraz etmedi. Sanayi
Bakanlığı bilişim sektörünün belini kırmaya yönelik
başka mevzuatlarla uğraşıyor olduğundan, Türkçe
desteği olmayan ürünlerin Türkiye'ye ithalini kısıtlayan
bir düzenleme getirmeyi aklından bile geçirmedi.
Başıboş kalan bir kısım bilişim sektörü, gemi
gittikçe daha fazla azıya almaya başladı. Teknoloji
ilerledikçe, yerel çözümler sunmanın maliyeti daha da
artıyordu. Bu yüzden küresel pazarlara açılan dünya
devleri, ağlamayan bebeklerle boşu boşuna uğraşmaktansa,
ağlayan bebeklerle ilgilendiler. Ve gele gele bugünlere
geldik. Şimdi moda Tablet PC'ler. Yani klavyesiz, faresiz
dokunmatik ekranlı bilgisayarlar. Klavye yerine, ekrana
el yazısıyla yazıyorsun, bilgisayar el yazını tanıyıp
ekran karakterlerine çeviriyor ve belleğinde saklıyor.
Ama tabii bizim Türkçe karakterleri tanımak Hak
getire...
Tablet PC işletim sisteminin sahibi Microsoft'a göre Türkçe
karakter tanıma desteği de yakında gelecekmiş. Bayılırım
bu yakında lafına... Meğer yakında gelecek, o zaman Türkiye'de
Türkçe desteği sağlandıktan sonra piyasaya çıksana...
Yok olur mu, Microsoft bu, çıkar o tanıtım
toplantısı senin, bu tanıtım toplantısı benim, Türkçe
özürlü ürününü ahım şahım birşeymiş gibi tüketiciye
yutturmaya çalışır.
Bu iş böyle giderse yakında Atatürk'ün dil devrimi de
çöpe gidecek, haberiniz olsun. Bunun sorumlusu da en başta
hükümetler ve Sanayi Bakanlığı, onun ardından Türk
tüketicisi, onun da ardından Türk pazarına hazır
olmayan ürününün Türkiye'de satılmasına izin veren
Microsoft ve son olarak da bu eksik yazılımı kullandıkları
kusurlu ürünlerini Türkiye'de pazarlayan HP ve Fuijitsu-Siemens
gibi firmalar.
CİNAYETLER
SAATİ
Üçüncü Kuşak (3K) mobil iletişim pazarında fazla
numara olmadığını yumurtlayıp duran çok bilmişlere
duyurulur; sürpriz yatırımları, zamanlama başarısı
ve herkesin tersine stratejileriyle tanınan, dünyanın
en zengin 25 kişisinden biri olan Hong Konglu milyarder Li
Ka-shing, 3K servislerine büyük yatırım yapıyor.
Servetini herkes Mersin'e giderken tersine giderek yapan
Li'nin bu yatırımları 3K'nın geleceği hakkında önemli
ipuçları veriyor.
Şinasi Nahit Berker'in şiirindeki gibi; Gece yarısı/
Cinayetler saati/ Karanlıkları bir feryat yırttı/
Hatceee... Hatce/ Oturağımı getir.
Gece yarısı herkes uyur, marifet yarına hazırlanmakta...