H62 ART GALLERY

 
art exhibition from Adnan ÇOKER

HOME - ANA SAYFA


Adnan Çoker studied at Zeki Kocamemi workshop in İstanbul State of Fine Arts Academy between 1944-1951 and learned composition details from Halil Dikmen. He graduated from the Painting Department of the Academy. Winning the European Competition, he went to Paris through a state scholarship. He established the “Blue Group” with his four friends in 1963. With a state grant from France, he studied painting at Goetz workshop and engraving at the Hayter workshop during 1964-1965. He worked as a faculty member at State Fine Arts Academy in İstanbul and Mimar Sinan University. He showed over thirty solo exhibitions and joined numerous exhibitions and biennials. He received eight prizes, including the Friendship and Peace Art Award of the 3rd International Asia-European Arts Biennial in 1990. Çoker continues his work in İstanbul.


İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Zeki Kocamemi Atölyesinde 1944-1951 yılları arasında çalışan Çoker, Halil Dikmen’den kompozisyon bilgileri edindi. Akademinin Yüksek Resim Bölümünü bitirdi. 1955’te Avrupa konkurunu kazanarak devlet bursu ile Paris’e gitti. 1963’te dört arkadaşı ile “Mavi Grup”u kurdu. 1964-65 yılları arasında Fransız bursu ile Paris’te Hayter Atölyesinde gravür, Goetz Atölyesinde resim çalıştı. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde ve Mimar Sinan Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalıştı. Otuzun üzerinde kişisel sergi düzenledi, yurtiçinde ve yurtdışında çok sayıda karma sergiye ve bienallere katıldı. Yapıtları ile sekiz ödül aldı. Sanatçıya verilen ödüller arasında 1990’da III. Uluslararası Asya-Avrupa Sanat Bienali Dostluk ve Barış Sanat Ödülü de bulunmaktadır. Sanatçı çalışmalarını İstanbul’da sürdürmektedir.

Material Illusion
All the unique elements and values in Adnan Çoker's paintings are individually an absolute whole, thereby distinguished from the absolute, and truly united in one at the organic working level. The character of these paintings is a quality transition from the historical starting point, and carries us into a sphere nourished by the imagination of the artist. While the object of the imagination is transformed into aesthetic representation on the canvas, this pictorial representation in which the general is viewed through the particular is entirely allegorical. The artist follows the course of a composition that is analytic rather than synthetic. He uses his canvas among other things to fragment, to revive historic symbols, and to create new space. Another characteristic of his work is his depiction of the space outside the objects as space. The part of his paintings which give the impression of being a black background is the space created by the artist.

 

Adnan Çoker's aesthetic expression is the encounter of that deriving from the essence with that deriving from the universal symbol of history, with the present moment, by means of an enormous leap. What is in the essence of the artist finds new form in the balance of form and colours which reduce the whole of cognitive combinations to a minimum. In his large canvases the historical starting points are Seljuk, Byzantine and Ottoman aesthetic concepts and images, a supra-cognitive transformation brings us face-to-face with the renewed form-colour concept and balance. The artist sees black not so much as a colour as space, a sense of dimension, integral to his works. In the course of creating material illusion on the canvas, with the help of pictorial elements, the artist moves from the visual sphere to tangible space. Material reality and the artist's space are fused together. Simplicity of form, reliance on the minimum, and sparing use of colour characterise his work. Relationships between the elements in his paintings serve to bind the whole.
From the thematic point of view, a large dome represents the city of Istanbul which he loves so dearly, and beyond we encounter a composition in which historic images are interpreted. The principal subjects of his work are, as can be seen from their titles -Sky Dome, Double Monument, Tribute to Sinan, Oriental Niches- and so on - traditional values and nature.

 

Madde İllüzyonu
Adnan Çoker

Gülseli İnal
Şair - Sanat Yazarı

Adnan Çoker'in resmindeki bütün özel elemanlar ve değerler her biri kendi başına evren, her biri mutlak bütün olma yoluyla mutlak olandan ayrılmış ve dirimli çalışma düzeyinde gerçekten birdirler. Resimlerin ırası tarihsel çıkış noktasından niteliksel bir geçiş olduğu kadar, sanatçının hayalgücünün beslemiş olduğu bir alana da vardırır bizi. Hayalgücünün nesnesi tuvallerde estetik betime dönerken içinde genel olanın özel yoluyla görüldüğü resmin tasviri bütünüyle alegoriktir. Sentezci değil analizci bir kompozisyonun izleklerini süren sanatçı parçalara ayırma, tarihsel imleri diriltme, yeni bir espas yaratma gibi eylemlerle yükler tuvali. Adnan Çoker resminin bir diğer özelliği de resimde nesnelerin dışındaki uzamı uzam olarak tasvir etmesidir. Resimlerdeki siyah fon izlemini uyandıran bölüm sanatçının kurguladığı espas ve oluşturduğu uzamdır.
Adnan Çoker estetik ifadesi, özden gelenle evrensel "im"in tarihten gelenle şimdiki anın büyük bir sıçramayla buluşmasıdır. Sanatçının özünde olan: Düşünsel kombinasyonları bütünü en aza indirgemiş ibçim ve renkler dengesinde yeniden biçimlenirler. Tarihsel kalkış noktaları Selçuk, Bizans, Osmanlı estetiği ve betimleri bünyesinde bir üst-zihinsel değişimle büyük tuvallerde biz yenilenmiş bir biçim-renk anlayışının ve dengesinin kendisiyle karşılaşırız. Siyah renk sanatçıya göre bir renk olmaktan daha çok bir espastır, boyut duygusudur ve yapıtlarla bütünleşir. Sanatçı tuvalde madde illüzyonunu gerçekleştirirken resimsel elemanların yardımıyla görsel alandan dokunabilinir espasa geçmektedir. Madde gerçeği ile sanatçının espası iç içe yer alırlar. Biçim sadeliği, "az"a başvurma ve renk azlığı onun karakteridir. Resimlerde elemanlar arası ilişki resmin bütününe hizmet vermektedir.
Tematik açından bakıldığında; resimlerinde bir büyük kubbe ile çok sevdiği İstanbul kentini anlatırken, daha ötede tarihsel imajların yorumlandığı bir kompozisyon bizi karşılar. Sanatçının ağırlıklı konuları yapıtların isimlerinden de anlaşıldığı gibi Gök Kubbe, Çifte Anıt, Sinan'a Saygı, Oryental Nişler gibi geleneksel değerlerden ve doğadan yola çıkılarak yapılan bu çalışmalardır.

 


26 KASIM 1986
Prof. Devrim Erbil, Prof. Adnan Çoker, Prof. Dinçer Erimez ve öğrencileri