ders BELGELİĞİ

desen yazıları
ders BELGELİĞİ kapsama alanında öğrenci araştırma yazıları

dy 1 Ana Sayfa

 dy 1. sayı, haziran 2004


Aklımıza Güvenelim

Ayşın SAL
2002-2003 2. sınıf desen GRAFİK dB ©

İnsan, yaşama etkin katılmayı akıl ettiğinden bu yana, yani yaşamın merkezi olmayı becerebildiğinden beri hem kendini, hem de kendisinin ilişkili olduğu olabileceği her şeyi temelde üç yolla çözümlemeye çalışmış ve bunu da hızla başarabilmiştir.

İlk yol duyuları ve duyguları kullanma olmuştur. Görme, işitme, dokunma, koklama, tatma gibi temel duyu organları ile algıladıkları, duygularıyla sezdikleri, hissettikleri her şeyi zaman içinde sorun olmaktan çıkarabilmiş ve kendi için varolanlar haline sokabilmiştir. En azından bu yolda, kısa zamanda çok mesafe  kat edebilmiştir. 

İkinci yol ise aklı kullanmadır tartışmasız. İnsan aklıyla üstesinden gelinemeyecek hiçbir  şey yoktur.

Aklını kullanma bir konu üzerinde, ilişki kurulan ya da algı alanımız içinde bulunan bir şey üzerinde sistematik olarak düşünebilme, akıl yürütme ve değerlendirme yapabilmedir, yapabilme becerisidir kısaca.

Üçüncü yol ise bu ikisini, aklı ve duyguları bir arada kullanmaktan, kullanabilmekten geçer. İnsan ancak üçüncü yolla varlığı ile etkin olabilir.

Felsefenin, insan zekasının bulunduğu bu en anlamlı uğraşın amacı, doğa toplum ve insan  giderek evren üstüne tutarlı, sistemli bütünlüğüne bir görüşe varmaktır. Bir yerde dinden bağımsız yürütülen bu uğraş, ‘özgün aklın sorgulamasına’ dayanır. Matematikten fiziğe, teknikten  sanata, tarihten politikaya ve hukuka değin bütün bir bilgi birikimini yeniden ele alıp ‘eleştirici aklın süzgecinden’ geçirmek  bir bütün içinde yoğurmak, eski Yunan’dan beri sürüyor; ve insan soyu akla saygısını yitirmedikçe de sürecek. Böylece felsefe, çoğu kez sanıldığının tersine, bulutlarda dolaşan, soyut ve anlaşılmaz bir dille örülü esrarlı bir şey değil, daha güzel bir dünya yaratmayı amaç edinmiş somut açık ve aydınlık  bir  arayıştır.

İnsan aklı Güneş sisteminden başlamak üzere, daha önce gözlemle yetindiği evrene doğru yola çıkmıştır. İnsan aklı otuz beş yıl önce Ay’a inmişti, şimdi de Mars’a ilk uzay aracını kondurmuş, araştırmalarına başlamıştır; çok geçmez ‘Kızıl Gezegene’ ayak bile basacaktır, arkasından ötekilere.  

Daha sonra?

Daha sonrası şimdilik bilim-kurgudadır, bir de sanatçının sonsuz ve renkli imgeleminde...

İnsan soyu, tarihinin yeni bir dönemini başlatmıştır.

Boş ve yarasız çabalar olarak  da görmemeli olan biteni. Asıl şaşırtıcı olan, akla ve bilime dayanarak onca harikalar yaratan insanın, kendi anayurdunda hala akla uygun ve insanca bir düzeni yaratamamış olmasıdır.

Vardığımız sonuçlar, yanılgılarımızı giderirken bir başka yönden büyülüğümüzü ortaya koymuştur. Doğrudur, evrende bir toz bile sayılamayacak ufaklıkta bir yer kürenin üstünde küçüklüğü belki hesaba bile katılamayacak bir varlığımız var; ne var ki, aklımızla büyüğüz.

Aklımıza  güvenelim !
 

KAYNAKÇA

ERİNÇ, Sıtkı M.: Sanat Psikolojisine Giriş.

KUÇURADİ, Ioenna: Sanata Felsefeyle Bakmak.

MENGÜŞOĞLU, Takiyyettin: Felsefeye Giriş.

TANİLLİ, Server: Yaratıcı Aklın Sentezi (Felsefeye Giriş).