ders BELGELİĞİ

desen yazıları
ders BELGELİĞİ kapsama alanında öğrenci araştırma yazıları

dy 1 Ana Sayfa

 dy 1. sayı, haziran 2004


“Felsefi bir dünya görüşünü amaçlayan kimse, kendi aklına dayanma cesaretini göstermelidir.”

Dilek Aşkın
2002-2003 2. sınıf desen RR3 dB ©

Dünya görüşünü felsefi temellere dayandırmış veya bu yolda çaba sarf eden insanlar çok uzağa gitmeden kendi içlerinde aradıklarını bulabilirler. Her insanın içinde, 'maddi' ve 'sakatat' kısımlar haricinde dekore edilmiş 'metafizik' dokümanlar vardır. Ve bunların temeli, felsefi düşüncelere veya filozofların zamanla keşfettikleri ve insan varolmaya başladığında bile var olan sistemlere dayanır. Bu sistemlerin işletilebilmesi için keşifler gerekiyordu ve mitolojik efsanelerden günümüz felsefesine kadar var olan bu sistemler, yavaş yavaş ortaya çıkarıldı, hala da yeni keşifler sürmektedir.

İnsan, içinde bulamadığını dışarıda aradığı sürece, ya kendi içindekini keşfeder ya da içinde olanları inkar edip dış dünyanın gerçeklerine inanmaya başlar. Bu aşamada insan, kendi aklına dayanma cesaretini gösterebilirse felsefi bir dünyaya kapı aralamış sayılabilir.

Günümüzde felsefeyi hayatına şiar edinmiş birçok insanı, diğer insanlardan ayıran özellikleri, soru sorabilme güdülerinin ve 'hayır' deme kabiliyetlerinin normalin üzerinde seyretmesidir. İnsan, aklına güvendiği ve düşüncelerinin bir çoğunu aklına kabul ettirebildiği müddetçe, felsefik yaşar  ve filozofların atışmalarını kendisine yararlı hale getirebilir.

İnsanlık, müthiş bir çaba ile zamanı etkin kullanmanın yollarını aramaktadır. Zaman; herkesin kayıp cenneti, yitirilmek istenmeyen bir ihtiyaç haline gelmiştir. Zamanı arayan insan kendisini bir anda felsefenin kucağında bulabilir. Zaman, sosyal hayatın vazgeçilmezi olduğu sürece de felsefe var olacak ve günümüz felsefecileri zamanı düşünmeden, sanal hocalarının (geçmiş filozofların) cümlelerini geliştirmek, yorumlamak ve onlardan, akıllarına dayandırdıklarını insanlığa hizmet adına sunmaya devam edeceklerdir. Felsefeye dayanan her akıl da zamanın anlamını anlayacak, böylece cesaret akla hükmedecektir.

Her insan, kendi felsefesini yaşar aslında. Herkes, kimseye haber vermeden içindeki felsefenin kilometre taşlarını tek tek atlarken, zamanın farkına varabilenler hayatta 'hayır' deme cesaretini gösterenlerdir. Kimi varoş felsefesi, kimi entelektüel ve elit felsefeler, kimi karizmatik felsefe kimi de tamamen şekilsel felsefeler doğurur, büyütür, inanır ve yaşar. Felsefecilerin insanlara öğretmeye çalıştıkları felsefizm düşünceleri aslında her insanın içinde keşfedilmeyi beklemektedir. Aklına güvenmeyen insanlara bu yeteneği kazandırmak için yüzyıllardır çaba gösteren filozoflar, günümüz felsefecilerine bayrağı devrettiklerinde insanlar hala kararsızdı. Toplumdaki rolünü değiştirmek istemeyen 'sığınmış' ruhlar hala kararsız bir hayattalar. Ve, ne için yaşadığını veya yaşayıp yaşamadığını bilmeyen tonlarca ağırlıkta insan var.

Toplumda kazanılmış statüler ve verilmiş roller her zaman olacaktır. Kimi, rolünü kabul etmeyecek ve sorgulamaya başlayacaktır. Artık o kişi, yeni statüler kazanmaya yelken açmıştır. Kazanılan statüler de aklın sorgulamadığı ve gerçeğe uymayanları kabullendikçe, verilmiş rollere dönüşecektir. Akıl; insana yön verdikçe, insanın içinde programlanmış sistemler tepki gösterecek, aklı ile doğal özelliklerini harmanlayıp, aynı bedende yepyeni bir karışım olarak üretebilen insanlar ise hem aklına dayandırdığı yeni felsefeler yaşayacak, hem de dünya görüşünü kabullenilmiş ve aykırılaştırılmış bir çerçeveye oturtacaktır.

Bir müzisyen, kendi felsefesini kazanılmış statü olarak algılarken, bir heykeltıraş, yeteneğinin kendine verilen bir rol olduğuna inanır. Heykeltıraşlar da müzisyenlerin felsefesini veya kısaca sanatsal felsefeyi yaşayabilir, ancak gününü, argo bir kültüre kurban veren bir insanın felsefesini göz ardı ederek yaşanacak tüm felsefeler, kişisel olmaktan öteye geçmeyecektir. Toplum için geliştirilen veya geliştirilecek toplam felsefe tarzları, hem kazanılmış statülere hem de verilmiş rollere hitap etmelidir.

Kimin, ne zaman geleceği ve gelirse ne olacağı belli değil! Yaşanacak ve keşfedilmemiş felsefeler  için akıl şarttır ve bu akıl cesaretli olmak zorundadır.

 

KAYNAKÇA

ATAKAN, Nancy: Arayışlar, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.

BERGER, John: Görme Biçimleri, Metis Yayınları, İstanbul, 1996.

ERGÜVEN, Mehmet: Sırdaş Görüntüler, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.

ERGÜVEN, Mehmet: Yoruma Doğru, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1992

EYÜBOĞLU, B. R.: Resim Yaparken, Bilgi Yayınevi, İstanbul.

GOMBRİCH, E.H.: Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1980.

LEPPERT, Richard: Sanatta Anlamın Görüntüsü: İmgelerin Toplumsal İşlevi, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2002.