ders BELGELİĞİ

desen yazıları
ders BELGELİĞİ kapsama alanlı yazısal çalışmalar.

dy 2 Ana Sayfa

 dy 2. sayı, aralık 2005


"Gördüğümüz değil hissettiğimiz..."

Özdemir Altan
dB ©


Çok kez bir başyapıt karşısında onun sanatçısı tarafından yapılmış değil, dünyada zaten var olduğu duygusuna kapılırım. Çünkü bazı üst düzeydeki başyapıtlar bir kişi tarafından ne kadar yetenekli olursa olsun yapılamayacak kadar tanrısaldır.

Sanata zorla anlam yüklenemez, onun kendi anlamını kendinin bulmasına izin verilmelidir. Yani doğal olmalıyız. Yaptığımız gördüğümüz değil, hissettiğimiz “özgür duygularımız” oysa Türkiye’de para, sanata egemen oldu. Ne kadar samimi olursak o kadar iyi sanat yaparız. Resim ya iyidir ya da değildir ve bu gelecekte belli olacak. Dolayısıyla, eğer içten davranıyorsak ürettiklerimiz hissettiklerimizdir.

Ben çalışırken, iki tane Özdemir Altan var. 1994 yılında yeni bir döneme girdim. Öğrencilerime çok eskiden beri tartışılmaz yalın düşünceleriyle basit ve sonuca dolaysız giden şaşırtıcı yapıtlarıyla İtalyan primitiflerini hep önermekteydim. Sonunda bu İtalyan primitifleri bana yaradı. Arka arkaya önce ilk yıl 22 tane resim sökün etti. Bu resimlere ilk başladığımdaki şaşırtıcılığı onların iyi ve doğru olup olmamaları üzerine önce beni kuşkuya düşürdü. Onları uygulayan Özdemir Altan ürete dursun, deneyimleri beğeni alışkanlıklarıyla diğeri ona karışmaya kalktı ben de “bırak ne yaparsa yapsın” dedim. Zira bir avangardın hatta bir kaşifin de işine karışılmaması onun yaptıklarını sıradanlaştırmamak bakımından gereklidir. Umarım ki bu resimler iyi olmuştur. “Gördüğümüz gördüğümüz müdür? Değil de hissettiklerim oluyor mu? yu” anlattım. Keza genç sanatçılar tarafından tepkiler olumlu.

Kendiniz sanatınıza inanıp savunacaksınız ki başkasına beğendirebilesiniz. Ben, sanat farklı kavramlardan oluşur’ u savunurum.

Avangartların iç dünyasını yansıtmalarından başka çıkışları yok.

Deneyimle insan, çevresindekileri daha iyi analız etmeye başlıyor. Çevremizdeki insanları iyi tanır oldum. Yanılgı payı her zaman bir kenarda olabilir.

Sanatçının, yetenekli ve zeki oluşu çok önemlidir. Zeki olmayan yetenekliler de var; naifler, peki sanat, naiflerin yaptığı gibi basit mi? Bu kadar önyargısız mı? Üstün bir yetenekle o hem rasyonel, hem irrasyonel rastlantıyı meydan çıkaran ele geçirendir sanatçı. Çocuklar sanat oluşumu fenomenine farklı bir kapıdan girerler, iç dünyasını bağımsız bırakarak.

Türkiye’de daha çok güzel olan beğenildiğinden, topluluklar tarafından tercih edilen de o anlamda bir sanattır. Ancak, sanatçı güzel resim yapma adına insanları avlama emeli taşıyan şık, dekoratif, nostaljik veya sevimli olanı uygulama yanılgısına düşmektedir. Böylece bütün alanlarda olduğu gibi sanatta özellikle ahlakın ne kadar büyük değer ifade ettiğini gözlemlemekteyiz. Ancak gelişmiş dünyada durum farklıdır ama özellikle Türkiye’de sanat olup olmamayı belirleyen etmen doğrudan doğruya ahlakla ilgilidir.

Ayrıca 500 yılı aşkın bir süredir düşünmenin hele yaratmanın yasak olduğu bir ülkede gelişmiş bir düşünce ve hele varolma koşulları oldukça ağır olan bir ortamda sanat olabilir mi? Düşünün bir kere?

Yeri: Özdemir Altan’ın evi
Tarihi: 11 Kasım 2005
ders BELGELİĞİ katılımcıları: A.Bülbül,Y. Can,
N.Akın, N.Dönmez, A. Kısaoğulları, B. Pehlivan, N.Varol.