|
Yeni dünya düzeni insanı yalnızlaştırıyor, kendisine ve topluma
yabancılaştırıyor Yeni bir salgın hastalık: İnternet bağımlılığı ve
"Chat" modası
Dr. Rıfat Yücel
Yeni dünya düzeni
çeşitli araçlarla insanı yalnızlaştırıyor, kendisine ve topluma
yabancılaştırıyor. İnternet dünyasının insanlığa kazandırdığı varsayılan
"sanal özgürlük" ve "sınırsız demokrasi" ortamı ise gizli bir maske
işlevi görüyor sadece. Artık Psikiyatri kliniklerinin uğraş alanına
girmiş olan internet bağımlılığı, genellikle içe kapalı, sıkılgan,
yabancılaşmış ve nevrotikleşmiş yeni bir insan tipi geliştiriyor. "Chat"
yani internet ortamında sohbet ise internet bağımlılığın gelişmesini
tetikleyen faktörlerden biri.
Bilgisayarlı yaşam, tüm dünya için
oldukça yeni. Dünyada 2.300.000 bilgisayar internete bağlı. Bu sayı her
ay % 9 oranında artıyor. Yani her ay 200 bin bilgisayar kullanıcısı daha
internet dünyasına "merhaba" diyor. Kendine has ve yabancı terimlerle
dolu bir "bilgisayar dili" bile oluştu. Artık hesaplarımızı tutan,
randevularımızı hatırlatan, grafiklerimizi özenle yapan, raporlarımızı
yazan, hatta sıkıldığımızda bizimle oyun oynayan bir "dostumuz" var.
Doğru kullanıldığında bilgiye hızlı ulaşmayı ve eskiden çok zor olan
pratik işlerimizi çok kolayca yerine getiren bir yardımcı olarak da
tanımlanabilir bilgisayar ve internet. Ancak bazen "dostumuz" bizi
yönetmeye başlıyor. Bu noktada, internet ve bilgisayar; insanları teslim
alarak bağımlılık yaratıyor, kişilikleri bozarak yedek kişilikler
oluşturuyor, yalnızlaştırıyor ve dış dünyadan ayırıyor. "Chat" yani
internet ortamında sohbet bu açıdan böyle bir tehlikeyi de beraberinde
barındırıyor.
Günümüzde yaşamın kolaylaşması ve otomatikleşme,
fast - food teknolojisi ile insan yaşamında zamanın bollaşması,
"internet insanına" geniş olanaklar sunuyor. Bilgisayar başında
internete bağlı geçirilen zamanlarda, insanlar, mutsuz olmayı
düşündürtmeyecek olanaklar buluyor. İnsanlık aktif bir şekilde
pasifleştiriliyor, uyuşturuluyor.
Korku paylaşımı Her
yaş grubunda değişik korkular mevcut. 5 - 20 yaş grubunda okul korkusu,
20 - 30 yaşlarında hayatta başarı ve kendi ayakları üzerinde durabilme
korkusu, 30 - 50 yaşlarında cinsellikle ilgili korkular, 50 - 60
yaşlarında da yaşlanma ve ölüm korkusu bu korkuların başlıcaları. Sanal
dünyada ise korkuları, düşleri ve sorunları paylaşacak "dostlar"
aranıyor. Bu arama işlemi bile "motorlarla" yapılıyor. Mekanik ve
modern! Bilgisayarla yapılan bu "paylaşma" işi internet ile artık
"evrensel" boyuta da ulaşmış durumda. Evde, iş yerinde, internet kafede;
insanlar korkularını, düşlerini, sorunlarını paylaşacak "dostlar"
arıyorlar. Bu olgu, dünyada çılgınlık haline gelen ve insanların içine
bir virüs gibi giren "chat" modası.
"Chat"
nedir? Yazarak konuşma olarak da adlandırılan chat, Türkçemizi
bozan bir yabancı kelime. Günlük hayatımıza giren bilgisayar dilinin bir
elemanı. Telefondan daha ucuz ve yazılı olduğu için, daha işlevsel,
karşılıklı ve anında iletişimi sağlıyor. Chat'in diğer bir yanı kişiden
kişiye özel olurken, aynı zamanda anonim de olabiliyor.
Chat, bir
yandan sorunları, korkuları paylaşmaya yardımcı olurken, bir yandan da
sorunlardan ve gerçek dünyadan kaçmanın bir aracı oluyor. Üstelik bu
durum yeni sorunları da beraberinde getiriyor. Sorunlu evliliklerde
eşleri daha çok soruna boğarken, gençlerde de istenmeyen etkilere, okul
yaşamında başarısızlıklara neden oluyor. Kişiliklerin bozularak yedek
kişilikler oluşması, yabancılaşma ve yalnızlaşma ise ciddi psikiyatrik
bozuklukların altyapısını oluşturuyor ya da bu bozuklukların açığa
çıkmasını hızlandırıyor.
İnsanlar neden chat
yapar? İletişim: Bilgi üretme, aktarma ve adlandırma
olarak tanımlanabilen iletişim sürecinin gerçekleşmesi için iki sistem
gerekli. Eğer bu sistemi iki insan oluşturuyorsa, iletişim, kişiler
arası iletişim olarak adlandırılabilir. İnsanı davranışta bulunmaya
yönelten güç ise güdüler. Açlık, susuzluk, cinsellik gibi güdüler
fizyolojik güdüler olarak tanımlanırken merak, başarma gibi daha üst
düzey güdülere sosyal güdüler adı veriliyor. Bazı güdülerin etkisiyle de
insanlar "sosyal onay" alıyorlar. Burada prestij ihtiyacı öne çıkıyor ve
günümüzde prestij ihtiyacını karşılamanın en kolay yolu olarak
bilgisayar aracılığıyla "chat dünyasıyla" buluşma seçiliyor. Prestij
kazanma hissi insanları her zaman heyecanlandırıyor, chat dünyasında da
işte bu heyecanlara "yelken açılıyor".
Moda: İnternetin
sağladığı olanaklar, chat, elektronik posta, mesaj gibi yeniliklerin
toplumda ilgi çekiyor ve hızla öğreniliyor. Tüketim toplumlarında
yeniliklerin hızlı yayılmasının bir nedeni de insani ilişkilerden çok
"Ben de herkesin yapabildiğini yapıyorum ve diğerlerinden farklı
değilim" psikolojisinin insanda gelişmesi. Kitle iletişim araçlarının
toplumsal yaşamı önemli ölçüde etkilediği biliniyor. Okuma yazma
oranının düşük olduğu yıllarda, özellikle İstanbul'da, geceleri bir
komşuda toplanan ve okuma bilen birisinin okuduğu romanı dinleyen
insanlar, daha sonraları radyonun, "kağıda basılı" gazetenin,
televizyonun, sinemanın sunduğu olanaklardan yararlandılar. Günümüzde
ise televizyonun ve gazetenin yerini giderek bilgisayarlar alıyor.
Bilgisayar ve internet ise bu ortamda genellikle, sağlıklı iletişim
olanağının yanında olumsuzlukları da günlük yaşama taşıyor. Saatlerce,
bazen sabaha kadar, bilgisayar başında oturup "chat" yaparak ya da
"dolaşarak" bu modaya katılmak, sadece kol - omuz ağrıları gibi fiziksel
rahatsızlıkları değil, ruhsal bozuklukları ve yabancılaşmayı da
beraberinde getiriyor.
Empati: Bir kişinin belirli bir
duygusunu anlama ve durumu ona iletme empati olarak tanımlanabilir.
Sanal dünyada da yedek kişiliklerle empatinin değişik olanakları
yaratılıyor. Yaratılan "Nick name" ile yedek kişilikler kimi zaman kişi
ile özdeşleşirken kimi zaman da gerçekliğin tam dışına çıkıyor. Hatta
kişiliğin ötesinde, sanal ortamda cinsiyet, yaş, sosyal statü, medeni
hal bile değişiyor. Sanal demokrasi ve "chat modası" insanların gerçek
ortamda, arkadaşlarıyla, aile bireyleriyle ve dostlarıyla yaptıkları
özgür ve kalıcı sohbetleri de artık sınırlıyor ve gitgide ortadan
kaldırıyor. Ne de olsa sanal dünyada seçenekler çok geniş ve özgürlük
sınırsız!
Cinsellik: Günümüz toplumu, cinsellik alanında
da mutluluğun çok uzağında. Bastırılan ve yasaklanan cinsellik de
serbest ve "özgür" cinsellik de insanları mutlu edemiyor. Burada da
tüketim toplumunun, kapitalizmin bireyci anlayışı ve yeni dünya
düzeninin "rekabet" ortamı, insanı karşı cinsi; bir rakip, düşman,
yararlanılması gereken bir nesne olarak düşünmeye zorluyor. Sahip olma
ve yararlanma güdüsü, sanal ortamda da kendini gösteriyor. Sanal dünya
giderek mutluluğu harcayan ve tüketen bir insan tipi yaratıyor. Chat
odalarında cinsellik tüketiliyor, toplumsal açlık bilgisayar başında
giderilmeye çalışılıyor.
Ticaret ve siyaset: Günümüzde
insanlar, hünerli makineleri canlı varlıklardan daha çok sever hale
getirildi. Tüketim toplumunun yarattığı bu çarpıklıkta insanların
karşılarındaki insanları bir nesne olarak görmelerinin önemi büyük.
"Makine adamı" terimi, yeni insan tipini özetliyor. Konunun bir başka
boyutu da ekonomik. İnternet üzerinden iletişim ABD'nin tekeli altında.
ABD; insanları diledikleri gibi yöneten ve yönelten, sanal ortamda
esasen özgürlükleri ortadan kaldıran, üstelik bundan da para kazanan
konumda. İnternetteki ticaret hacmi yapılan hesaplara göre, 2004 yılında
firmalar arasında yedi trilyon doları, kişilerle firmalar arasında da
bir trilyon doları aşacak.
Bağımlılık: İnsanlarda heyecan
ve merak uyandıran konular, böbrek üstü bezlerinin aşırı çalışmasına ve
fazla miktarda katekolamin salgılanmasına neden olur. Bu maddeler doğal
miktarlarda bir sorun yaratmazken aşırı salgılandıklarında beyinde
iletişimi etkilerler ve vücutta bağımlılık yaratırlar. Chat modası ve
internetin yanlış kullanımı gibi yeni heyecanlar da, esas olarak bu
mekanizmayla bağımlılık yaratıyorlar.
Herhangi bir ruhsal sorunu
olmayan kişilerin de, "chat modasına" uymaları durumunda, bir süre sonra
bağımlı hale geldikleri ve ruhsal sorunlar yaşamaya başladıkları
gösterilmiş. Bağımlılık geliştiğinde ise; aile içi sorunlar, okulda
başarısızlıklar, fiziksel rahatsızlıklar, toplum yaşamından kopuş ve
kişilikte oluşan hasarlar ise oldukça büyük boyutlarda
yaşanıyor.
Kaynaklar: Bilim ve Ütopya, Sayı: 80, Sayfa: 62,
Neden chat yapıyoruz?, Uzm. Dr. Aysel Yurtsever Bilim ve Teknik,
Sayı: 318, Sayfa: 6, Parmaklarımın ucundaki
dünya
|
|
|
|
|