ana sayfa
kitaplari
makaleleri
bildiriler
dersler
ilgi alanlari
iletisim

 

 


En Kuzeyden  En Güneye   Bisikletle.......

Doğrusunu  isterseniz  akıl hocamız  Caroline   isimli   bir hatun kişi idi.   Böyle bir projeyi  ve güzergahını düşünüp  1993 yılında    gerçekleştirdiği  zaman daha sonra da benzer parkurları birileri yapar diye düşündüğünü hiç sanmıyorum..  
Ben  bir mayıs sabahı  Anamur’da  bir toplantıya katılırken , dağlara bakıp böyle bir  projenin   pekala  bu sene denenebileceğini  kafamdan geçirdim.  Dostum Faruk Dönmez bu işe  sıcak bakanlardandı.  Galiba hala o sıcaklık  sürüyor ki  aynı rotayı şu sıralar deniyor.   Haziran başından itibaren   ben ve Ersin Demirel bu parkur üzerine   çalışmaya başladık.  Saptanan  güzergahın  iki niteliği bizler için önemli idi.  Hem Carolin’in  geçtiği yerlerden geçmek hemde   büyük kentlere girmek istemiyorduk. Sonuçta başlangıç ve bitiş parkurları  onun ki ile  paralel  oldu. Arada uzun bir süre  onun rotasından ayrıldık. 

Yolculuğun anlatımı bu yazının amacı değil, ancak  toplam   1200km lik bir yolun önemli bir kısmını   yaklaşık  900 km sini  üç kişi tamamladık.   En genç partnerimiz Sertaç Olgun  sınavları nedeni ile  bize   Osmancık’tan  üçüncü gün  katıldı. Hastalığı nedeni ile   kendisini  Hacı Bektaş’ta   iki gün dinlendirdik. Daha sonra   taze kuvvet olarak bize  tekrar Taşpınar’dan itibaren  katıldı.

Bu parkurTürkiye’nin  en kuzey noktası ile  en Güney noktası arasında   oluşturduğumuz  bir hat  üzerinde  geçti.  Üç farklı yaş grubundan  oluşan Ekibimiz  parkuru toplam olarak   yaklaşık 113 saatte  tamamladı.Anamur’a  inidimiz gün dışında   hiç bir gün  70 km nin altında yol  gidilmedi.

Geçtiğimiz  parkurların  civarındaki tarihi ve doğal  anıtlar mutlaka   ziyaret edildi.  Seyfe  Kuş cenneti, Meke Tuzlası, Acıgöl, Hacı Bektaş, Alacahöyük, Boğazkale ( Hattuşaş), Yazılıkaya müzeleri ve  Tatlarin, Acıgöl  yeraltı  şehirleri  bunlardan bazılarıdır.

Yolculuğumuzun  en anlamlı sorusunu    yakında askerden gelmiş  bir vatandaş bize hatırlattı.    “  Ne  gerek vardı  bu kadar yolu  Bisikletle yapmaya “  doğrusu o ana kadar bunu hiç düşünmemiştik.     !!!!

Yolculuğun en  yorucu  kısmı Torosları aşarken    idi .  Yardımcı olmayı isteyenlerin hiç bisiklete  binmemiş olmaları  bizim de  yöreyi tanımamamız  en büyük handikapımızdı.

Yolculuk boyunca    toplam ağırlıklarımızda  ciddi bir değişme olamadı.   Bu  iyi beslendiğimizin   galiba  bir kanıtı idi.

Kuvvet   Lordoğlu