Ana Sayfa + KUNDUZ + H62  

TÜRKÇE
"Düşünme ile dil, görme ile dil arasında sıkı bir ilişki vardır.
Yaratıcı bir görme, yaratıcı düşünme, dilde de yaratıcı olur." T.M.

 

 

Dil Devriminin Abecesi...
İlhan Selçuk,
27 Eylül 2002

Biz ilkokuldayken 'Alfabe' derdik, eskiden 'Elifba' imiş, şimdi 'Abece' adını aldı...
Her neyse..
Demokrasinin 'Abece'si ne:
Bir toplumda laiklik olmadan, demokrasi de olmaz, olamaz!..
İki kere iki dört!..
Avrupa kilise egemenliğini yıkıp dinci devleti laikleştirerek demokrasiye geçebildi...
Avrupalı yalnız kilisenin egemenliğini yıkmakla kalmadı..
Kilise dilinin egemenliğini de yıktı..
Nedir o dil?..
Latince!..
Avrupalı uluslaşmadan ümmet olmaktan kurtulamazdı, inancın yerine aklı koymadan 'İnsan Hakları Bildirisi'ni yazamazdı, din hukuku yerine 'Medeni Kanun'u geçerli kılmadan papazların elinden kurtulup 'yurttaş'  olamazdı, Latince yerine ulusal dili benimsemeden özgür kimliğini vurgulayamazdı...

* * *

Dün dil devriminin, yıldönümüydü...
Kimisi diyecektir ki:
- Aman canım, ne demek dil devrimi, şimdi sırası mı, seçime gidiyoruz...
Tam sırası!..
Çünkü dil devriminin ne demek olduğunu bilmeyen safoş hangi partiye neden, niçin, hangi gerekçeyle oy vereceğini de bilemez...
1950'de iktidara geçen Demokrat Parti ilk elden üç eylem yaptı:
1- Ezanı Arapçalaştırmak...
Minarede 'Tanrı uludur' diye Türkçe okunuyordu ezan...
'Allahüekber'e çevrildi.
2- Bayar-Menderes iktidarı 'Anayasa''Teşkilatı Esasiye Kanunu'na dönüştürdü...
3- Türk Ceza Kanunu'nda solculara uygulanan 141-142'nci maddeleri ağırlaştırdı...
Karşı devrim daha ilk adımda başlamıştı.

* * *

Mustafa Kemal 1923 Cumhuriyet'in temellerini atarken Osmanlıcanın egemenliğini yıkıp güzelim Türkçeye yol verdi...
Avrupalı da kilisenin saltanatına son vererek laik devlete geçerken Latinceyi dışlamıştı...
Batı tarihinde dil dönüşümü, reformu ya da devriminin anlamı budur!..
Türkiye'de dil devrimi özünde demokrasinin tohumlanması demek...
Dil ile demokrasi arasında tarihsel bağıntı bilimseldir...
Bayar-Menderes ikilisi sandıktan çıktıktan sonra 'Anayasa''Teşkilatı Esasiye Kanunu'na çevirerek  Ceza Kanunu'ndaki fikir özgürlüğünü kısıtlayan maddeleri ağırlaştırırken, bilinçsizler 'demokrasi geldi' sanısına kapılıp karşı devrimi alkışlıyorlardı...
Oysa yarım yüzyıl sonra bile demokrasinin hayata geçirilemediği görüldü...
Ulusal dilinde düşünmesini bilemeyen toplumda ne demokrasi olur..
Ne de fikir özgürlüğü!..

* * *

Atatürk ne büyük adammış!..
Zaman geçtikçe Mustafa Kemal'in değeri daha çok ortaya çıkıyor...
Türkçemizi edebiyat, bilim, felsefe diline dönüştürme yolunu açan da o değil mi!..

 

 Ana Sayfa + KUNDUZ + H62