... şu insanların keyif için
seyahat etmediklerini, belli bir hedefe ulaşmak
istediklerini anlıyoruz. Tabii, bunun öteden beri bilinen
bir konu olduğunu ‘’Mısır’a Göç’’ adında da anlayabiliriz.
Ama konu, bilinsin, bilinmesin, sanatçıdaki görsel
biçimleri kullanış tarzı sayesinde anlam kazanmakta ve
inanılır hale gelmektedir.
Gözümüz resim üzerinde
kolayca, ama sanatçının biçim yapısında tekrarladığı benzer
çizgiler dolayısıyla belli bir maksada göre dolaşmaktadır:
Yol çizgisi, otların meydana getirdiği çizgi, nehrin yaptığı
çizgi ve nihayet tepelerin çizgisi. Gözümüz, resim üzerinde
yatay çizgileri takibettikçe nasıl resmin sağına doğru
kayıyor, açıkça anlıyoruz. Gözümüzün bu kaymasını incelemek
için resmi ortasından ikiye bölelim. Meryemle oğlu
hareketsiz kalır, Yusuf ise yürüyüşüne devam eder. Meryem’le
oğlunun kaldığı kısımda ana-oğul arasında sakin bir sevginin
ve şefkatin varlığını belirten birçok yuvarlak çizgi
bulunmaktadır. Bu yuvarlak çizgilerde sağa doğru
kaymaktadır. Gözümüz, mesela eşeğin dizginini takibederek
çarçabuk, Yusuf’un sağ ayağına düşen kumaş çizgisine
ulaşıyor. Yola gelince, önce yuvarlakken, Meryem’in oğlunu
geçince düzleşmektedir. Yusuf’un arkasındaki hareket de
tepedeki fundalıkların yükselen çizgisi ile
kuvvetlendirilmiştir.
Bütün bu hareketlerin hızı
Yusuf figüründe en yüksek noktasına varıyor. Onun elbisesi
de gözlerimizin önüne kah derlenip toplanan, kah kesişen
kuvvetli çizgiler sermektedir. Bu çizgilerin tümünde görünen
karakter değişikliği göz dolaşımını çabuklaştırarak sahnenin
görünüşteki sükununu yok etmektedir. Sanatçı buna engel
olmak için resme ustalıklı çizgiler koyarak hem hareketin
devamını sağlamış, hem de kontrol altına almıştır: Mesela
Yusuf’un dayandığı asa, ağacın bu hareketi ters yönden
belirten dalları, Yusuf’la ailesi Arasında bir sıra dikey
çizgi yapan ağaçlar ve uzun bir ilmikle nihayetlenen yular
çizgisi. En önemlisi de Yusuf’un geriye, ailesine
bakışından doğan çizgi. Sanatçı, böylece, hem Yusuf’un
zor durumu dolayısıyla acele etmeleri gerektiğini, hem de
Meryem’in İsa çocuğa karşı duyduğu şefkati bize
hissettirebilmiştir. Bir
sanatçı, çizginin ifade gücünü bildiği nisbette
heyecanı yansıtabilir.