GİRİŞ
Biz daima kendi
kendimizi etkin kılma ihtiyacı içindeyiz.(1) Bu etkinlik, özü
bakımından, bir istem etkinliğidir.(2) Bu özümüzün temel
ihtiyacıdır.(3)
Lisans dönemindeki
çalışmalarımda akademik değerlerin öngördüğü teknik dille
yaptığım çalışmalar için bana ait kesinleşmiş bir üsluptan
bahsedemeyeceğim. Ancak bu çalışmalar bundan sonraki işlerimin
habercisi niteliğindedir. Resimlerimde sanat tarihindeki teknik
veriler (özellikle barok dönem) özgün bir dil yakalama çabası
içerisindeyken yol gösterici oldu. Resimsel öğeler ve anlatım
araçları olarak (karşıtlıklar, ışık gölge, yön, yerleştirme renk
ve konu) çalışmalarımı oluştururken dert edindiğim resimsel
öğeler arasında yer aldı.
1
2
3
AÇIKLAMA
Bir numaralı atölyede
başladığım resim yolculuğumun ilk meyveleri olan çalışmalarım
denemek ten korkmadan, sorduğum sorular ve araştırmalar
doğrultusunda oluşmaya başladı. Bu nedenle denemek isteği
resimlerimdeki doğurganlığı artırmıştır. İşlerimin hemen hepsi
tuval üzerine yağlı boyadan oluşuyor. Yani ’’malzeme olarak
geleneksel malzemeyi kullandım’’.(5) Biçimsel açıdan bakarsak
çalışmalarım dikdörtgen kare ince uzun tuvallerden meydana
gelmekte. Tuvallerin boyutlarını belirlemede konu bazı
çalışmalarımda etkili olmuştur.
Benim resimlerim Rönesans ve Barokta
olduğu gibi çoğunlukla koyu renklidir. Çalışmalarımın bazıların da
ise fon tamamen siyahtır. Böylece koyu bir fon üze rinde figürde
kabartma etkisi yaratmak istedim (Resim1.2.ve3.)
Koyu üzerine açık (açık aktif)‘’(6) Bu çalışmalar Rönesans ve Baroktan fon itibariyle ayrılacak
ve bundan sonraki işlerimin değişkenliği içerisinde
belirginleşecektir. Derinlik etkisinde ışık gölgenin rolü vardır.
4
5
6
‘’Karşıtlık, yer ya da
zaman içinde yan yana bulunan duyum sal uyartılarda nicel ya da
nitel bir karşı olma etkisi biçimin de tanımlanır. Karşıtlık,
birbirinin varlığını belirler, biri sırf öteki var olduğu için
vardır.’’(7)
Resimlerimin çoğunda
ışık gölge kullanımına başvurdum. Işık ve gölgenin resimlerimdeki
aktifliği ile çalışmalarımı ışık gölge karşıtlığının yarattığı
görsel gerilme’’(8) yi sağlayacak şekilde kullandım.(Resim 4.5.6.) Bu karşıtlığı resimlerimde değişik biçimlerde derecelendirmeye
çalıştım. Böylece ışık gölge kullanımı yolu ile resimlerimdeki
figürlerin manevi ve maddi yanını kuvvetlendirerek vurgulamayı
sağladım.
Işık; oluşturulan
kompozisyonla birlikte yerini bulur. Dolayısıyla ışığın yeri geliş
açısı işlerimde değişkenlik gösterir. Işığın kaynağı bellidir;
ışık, bazen bir lambadan bazen de mum ışığından kaynaklanır. Bazı
resimlerimdeyse ışığın kaynağını göremeyiz ama onun bir mum ya da
lambadan geldiğini hissederiz. Bu yolla resimde esrarlı bir
atmosfer sağlamaya çalıştım.
‘’16.yy renk seçimi ve birlikleriyle, yani renklerin karşılıklı
salt karşıtlıklar halinde birbirleriyle dengede bulunduğu bir
ahenkle ortaya çıkar. Klasik sanatın ilkelerine göre renk şeklin
hizmetindedir ve sadece, Leonardo ‘nun dediği gibi ayrıntılarda
değil tümde böyledir; bir bütün olarak gördüğü zaman resmi,
renkler aracıyla, nesnel kısımlarına bölünür. Kompozisyonun
kavrana bilir hale gelmesini sağlayan da gene renk vurgularıdır.
Barok, renkten, maddi
varlıkları açıklama ve belli etme görevi tamamıyla alındıktan
sonra ortaya çıkar. Vurgulu tekrenklilik sadece bir geçiş
devresini temsil eder. Çok geçmeden hem vurgulu, hem de renkli
olmanın pekâlâ mümkün olabileceği anlaşıldı; böylelikle yer yer
renklerin etkileri öylesine güçlendirildi ki bunlar, yoğun renkli
noktalar haline gelerek, ışık pırıltılarının eşi bir etkiyle,
17.yy resmine yeni bir çehre verdiler. (H.Wölfflin)(9)
7
8
Renk olarak sınırlı palet
kullandım. Kahverengi, siyah, sarı, kırmızı, yeşil ve mavi
kompozisyonlarımda tercih ettiğim renklerdir. Bu renklerin
tercihinde 16.yy olduğu gibi, konuda anlatılan durumun niteliğine
biçime uygunluğu etkili olmuştur. Işık gölgede olduğu gibi
renklerde de derinlik etkisi vermek istedim. Bunu da renkleri yer
yer güçlendirip hafifleterek verdim.(Resim. 7.8)
‘’Rengin, tür ve doymuşluk
karşıtlıkları zayıflatılarak maddi varlıkları açıklama ve belli
etme görevi rengin değerine bırakılabilir. Ortaya vurgulu tek
renklilik çıkar.’’(10) tek renklilik etkisi veren çalışmalarımda
rengin açık ya da koyu değerlerinin aktifliği değişkenlik
gösterir. Çalışmalarımın çoğunda koyu tonlar hakimdir ancak son
birkaç çalışmam renk olarak faklıdır. Buda resimsel dil anlamında
arayışta olduğumun bir göstergesidir.
9
10
11
Resimlerimde renk karşıtlı açık
koyu karşıtlığı dışında yön karşıtlığı da vardır.
‘’Bu yön karşıtlığı,
düşey ve yatayın karşıtlığıdır.(11) Mekân içerisindeki figür ve
nesnelerin durumu rastlantı sonucu değildir. Renkleri tonları
tuvalde bulundukları yerleri dereceleri birbirleriyle olan
ilişkileri düşünsel anlamda tuval yüzeyine aktardım. Bu şekilde
nesneler figürler birbirlerini tamamlar şekilde tuval yüzeyinde
kendilerini var edebilmişlerdir.
Tuval üzerindeki
nesneler ve figürlerin durumu renk, ışık gölge. Yatay ve dikeyler
sessiz ve durağan olan konularıma hareketlilik
katmıştır.(Resim.7.5.3)
Bir bakıma konuya bağlı olan
resimsel elemanlar durağan olan konuya da hareketlilik sağlıyor.
Resimlerimin
konusunu, mutfak, yumurta, insan mekân, ölüm yaşam, mezarlıklar
tren istasyonları, damlar tercih ettiğim konuları
oluşturmaktadır.Resimlerimde ölüm kavramını bazen direk bazen de
dolaylı yoldan hissettirmeye çalışıyorum. Yalnızlık, durağanlık
terk edilmişlik ölüm hissini verdiğim temalar arasında yer alır.
Her ölüm yitirilmiş olan yaşamı anlatır. Bu anlamda yaşamla
karşıtlığını bulur.
Ö n e Ç ı k a n l a r
MAYDANOZ ve YUMURTA
Lisans döneminde yapmış
olduğum ilk işlerimden biridir. Obje olarak yumurta ve maydanozdan
oluşmaktadır. Renk türü olarak kırmızı, yeşil ve siyah kullandım.
Açık koyu ve tür karşıtlığının denendiği ilk çalışmamdır. Resmin
üst bölümünde koyunun hakim olması öne doğru yerini karşıtı
açıklığın aktifliğine bırakması kompozisyona derinlik hissini
vermektedir.
Yumurtayı tuvalin sol
tarafına alma isteği bakanı tuvalin sağından kopararak bakışı
sürekli resmin soluna kaydırmaktaydı; bu nedenle ikinci bir
biçimsel elmana ihtiyaç duydum. Maydanozu tuval düzlemine alarak
bu sorunu çözmeyi denedim.
Sonuç başarılıydı
maydanozun yumurtanın üzerinden kıvrılarak resmin sağına doğru
olan hareketi ile yumurtanın arkasından kıvrılan maydanoz ile
bakışın tekrar yumurtaya çevrilmesini sağlayarak gözün tuvalde
dolaşmasını amaçladım. (Gözün resim üzerinde şiirsel bir gezintiye
çıkmasını istedim.) Maydanozun yaprakları ve yumurtaların
gölgesiyle çalışmama hareket ve ritim katmaya çalıştım.
MUTFAK
"Yumurta ve maydanoz"
çalışmasında olduğu gibi renk Seçimi ve karşıtlık olarak bu
çalışmam benzer özelikler göstermektedir. Ancak bu çalışmamda ışık
soldan gelmekte gölgeler sağda yoğunlaşmaktadır.
Bu işimde de objelerin
nasıl konumlanması gerektiği üzerinde durdum. Hiçbir obje
rastlantısal bir şekilde konumlandırılmamış objelerin yeri mekânla
olan ilişkisi verilmek istenen resimsel anlatım doğrultusun da
belirlenmiştir. Musluk tencere ve lavabonun kadrajın dışına
çıkmasıyla hem mekânı genişletmek hem de hareketsel olarak resimde
uyumu sağlamak istedim. Bunu yaparak izleyicinin bakışlarının
resimde belli bir uyum içerisinde dolaşmasını sağladım.
Kaşık süzgeç ve bulaşık
sepetini resimde bakışımızın tuvalin dışına çıkmayacak şekilde
engelleyici birer unsur olarak yerleştirdim musluğun altında ki
bulaşık süngeri ve bezle çalışmamda maddesel karşıtlığı vurgulamak
istedim. Derinliği ise açık, koyunun ve objelerin yerleşimiyle
vermeyi denedim.
MEZARLIK
Anlatımın da resimde yer aldığı gözükür. Mezarlık
resmini yanık kahve ve tonlarıyla vermeye çalışarak ölümün insan
üzerinde yarattığı ruhsal gerilimi artırmayı amaçladım.
Ölüm hissini mezar
taşları dışında çevresindeki bitkiler ve atmosferde de yansıtarak
resimde bütünlük sağlamaya çalıştım. Mezar taşları bitkiler dikey
duvarlar ise yatay olarak resimde yön karşıtlığını vurgular.
Yön karşıtlığı dışında
açık koyu karşıtlığı rengin değer karşıtlığı da resimde aktiftir.
Yatay ve dikeylerin konumu renk perspektifinin ve biçimlerin
uzaklaştıkça belirginsizleşmesi. Kompozisyona derinlik etkisi
vermiştir.
Mezar taşlarının
sıralanışı ve bitkilerin durumu resimde ritmi sağlamaktadır.
Boyanın tuval üzerine sulu boya gibi inceltilerek uygulanması
resmin diğerlerinden ayıran bir özelliğini yansıt maktadır.
İÇ MEKÂN
Dış dünyanın nesnel varlığını iç gerçekçi bir
anlatımla vermeyi denedim. Fiziksel ve ruhsal özellikleri
vurgulama yoluna giderek resmin izleyici ile ilişki içerisine
girmesini amaçladım.
Işık gölge karşıtlığı
resimde yarattığı görsel gerilimi ile aktif roldeyken. Duvar
kâğıdı, masa, yatak, yatayı temsil ederken figür, lamba, perdedeki
gölgeler dikeylikleriyle yön karşıtlığını resimde vurgular.
Işığın kaynağı
belirtilmiştir. Işık ve gölge kompozisyonda hareketi ve ritmi
vurgulayacak şekilde dağılmıştır. Kitabın lambanın figürün
perdenin ve ışığın konumu resimde hareketsel uyumu verecek şekilde
düşünülmüştür. Duvar kâğıdı ve battaniyenin üzerindeki şekillerle
motif etkisinin resimde yer almasını istedim. Resmi kadrajın
dışına çıkarma isteği bu çalışmamda da belirgindir.
SANAT ZOR BİR SÜREÇTİR
‘’Kendi bağlamında
sanat zorlu bir süreçtir. Sabrı, araştırmayı, deneylere girişmeyi,
hayal kırıklığını, ideal sonuca duyulan özlemi yoksunluğu,’’işte
buldum’’ denilen anı, bir imajın peşinden tutkuyla koşturmayı,
bilinmeyen sevgiliyi bulma halini, bulunduğu anda o olmadığını,
serap görmeyi, deliliği, öfkeyi, sevinci ve insana ait hallerin
hepsini gerektirir.(4)