Cumhuriyet tarihine "Menemen Olayı" veya "Kubilay Olayı"
olarak geçen gerici ayaklanmasında şehit edilen Mustafa
Fehmi Kubilay, 1906 yılında Adana, Kozan'da dünyaya geldi.
Girit'ten göç etmiş bir ailenin çocuğu olan Kubilay,
ilköğrenimini 1913-1919 yılları arasında Aydın'da
tamamladı. 1926 yılında Bursa Ö ğ r e t m e
n Okulunu bitirdi ve aynı yıl Aydın'da
öğretmen olarak göreve başladı. Daha sonra Menemen'e
gelerek, o zamanki adıyla Zafer İlkokulu'nda (şimdiki
adıyla Kubilay İlköğretim Okulu) görev yaptı. İsterseniz
Kubilay'ın yaşam öyküsünün bundan sonrasını , İzmir
Milletvekili Kemal Vatan'ın, ölümünün 69. yıldönümü
nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığı
gündem dışı konuşmayı içeren meclis tutanağından öğrenelim.
(TBMM 51 inci Birleşim- 25 . 1 . 2000 Salı)
"24 yaşında Menemen'de yedeksubay
olarak askerlik görevini yaparken, 23 Aralık 1930'da,
kendisini Mehdi olarak tanıtan Derviş Mehmet ve
arkadaşları, Menemen'in binlerce kişilik halife ordusuyla
kuşatıldığını söyleyerek, halkın yeşil bayrak altında
toplanmaları gerektiğini duyurarak "şeriat isteriz" diye
sokaklarda gösteriler yaparlar. Kısa bir zaman içerisinde,
tam bir irtica hareketine dönüşen gösterileri bastırmak
amacıyla görevlendirilen yedeksubay Kubilay ve
beraberindeki bir manga askere, gözü dönmüş caniler "din
elden gidiyor" çığlıklarıyla önce ateş ederek Kubilay'ı
yaralamış, daha sonra da, caminin musalla taşına
yatırarak, testere ağızlı bıçakla başını kesmişlerdir. Bu
sırada kendilerine engel olmak isteyen iki mahalle
bekçisini de öldürmüşlerdir. Gözlerini kin ve nefret
bürümüş yobazlar, yaptıklarıyla yetinmeyip, Kubilay'ın
gövdesinden ayrılmış başını yeşil bayrağın ucuna
bağlayarak Menemen sokaklarında gezdirmişlerdir. Bütün
bunlar yaşanırken, yine tekbirler getirilmekte "ey ahali,
din elden gidiyor" çığlıkları Menemen sokaklarında
yankılanmaktadır. Yobazlar, her devirde olduğu gibi, bugün
de, Allah'ın ululuk sıfatı olan tekbiri kendi çıkarları
için kullanmaktadırlar.
Menemen olayı, genç cumhuriyet
rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık
olduğu ikinci önemli irtica olayıdır. Menemen olayı
sonrası, Atatürk'ün orduya yolladığı başsağlığı mesajında
şu ifadeler yer almaktadır: "Cumhuriyetin değerli uzvu Kubilay Bey temiz kanıyla cumhuriyetin hayatiyetini
tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır. "
Değerli milletvekilleri, 76
yıllık cumhuriyetimizin çeşitli dönemlerinde bu tür
faaliyetler görülmüştür. Yaşanan bu ve buna benzer
olaylara rağmen, tarihten ibret dersi almasını bilmeyen
toplumlar, özellikle, yöneticiler ve ülkeyi yönetmek
iddiasıyla ortaya çıkanlar, tarihin kara sayfalarında
yerlerini almaya mahkûmdurlar.
Değerli milletvekilleri, 21 inci
Yüzyıla girdiğimiz günümüzde, çağdaş uygarlık yolundaki
yarışın sınır tanımadığı, ülkelerin, bilgi, ilim ve
teknoloji alanındaki mücadele sınırlarının dünyamızı
aştığı, ulusların uzay sonsuzluğunda araştırma ve yerleşim
birimleri kurmak için işbirliği yaptıkları bir dönemde,
bilgilerin ışık hızında hareket ettiği, aklın önplana
çıktığı bir yüzyılda, hâlâ, akla, ilme, çağdaş yaşam
koşullarına sırtlarını dönenler ile günümüzde, zaman zaman
uygun ortam buldukça hortlamaya çalışan gerici ve yobaz
hareketlere karşı müsamaha edildiği ya da görmezden
gelindiği takdirde neler olabileceği konusunda tarihte
yaşanmış olayları, asla, unutmamak zorundayız. Kubilay'ın
şehit edilmesinden 69 yıl sonra da, bugün, ceset
dağlarıyla karşı karşıya kalmamız, ibret vericidir.
Yaşadığımız laik Türkiye
Cumhuriyetinde, birlik ve beraberliğimizi zayıflatmayı
hedef alan içten ve dıştan gelecek her türlü tehdide
karşı, halkımızın ve tüm anayasal kurumlarımızın her zemin
ve şartta uyanık olması ve bu faaliyetlere karşı koyması
gerekmektedir. Gençlerimize de, ataları tarafından laik
cumhuriyeti kollama görevi verilmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyetini, Atatürk ilke ve
inkılaplarını korumak ve yaşatmak için hayatlarını feda
eden, başta inkılap şehidimiz Kubilay olmak üzere, bütün
şehitlerimizi şükranla anıyorum; ruhları şad olsun.
Sözlerimi Yüce Atatürk'ün şu
sözleriyle noktalamak istiyorum:
'Efendiler ve Ey Millet! İyi
biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler,
müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru ve en
hakikî tarikat, medeniyet tarikatıdır.' " Kaynak :
T.B.M.M web sitesi