dB 10. sayı / nisan 2002

Ana Sayfa + Kapsama Alanı + dB Yazılar Listesi + Künye  

 
Örnek Aldığımız Alışkanlıklar ve Tecrübeler,
Bize Yeni Yollar Açmalı
 

Senem Öztürk
 

2. Sınıf Desen-Res.Tek.  GR. 2001-2002 dB ©

 

Bir öğretmen veya tenkitçi bildiklerine ve deneyimlerine sahip olabilmek için başkalarının doğrularından yola çıkmış ve kendi çabalarıyla kendisini geliştirmiş olabilir.

Kendisini ne kadar geliştirmiş olursa olsun bir insan hiçbir zaman bilmediklerini tamamlayamaz. Yani her şeyi bildiklerini söylemezler.

Bir eğitimci, ayrıca düşünürdür. Kişi, karşısındaki kişiye karşı sadece bilgi yüklemekle yükümlü olduğunu zannetmemeli. Onu her yönden geliştirmeli, kendi özünü bulmasını sağlamalı. Bunun için kendi deneyimlerinden ve bildiklerinden yararlanabilir. Fakat bunların kesin doğrular olduğunu savunamaz. Bildiklerini karşısındakine yol gösterici olarak kullanmalı, benimsetmeye çalışmamalı. Kişi zamanla yanlışlarından, doğrularından, deneyimlerinden yararlanarak kendi doğrularını bulur.

Kişinin gelişimi sadece zihinsel değildir. Kişinin ruhuda, bedenide, sosyal yönüde gelişmeli. Bunlar bir bütün içinde gelişsin ki kişi kendini geliştirebilsin.

Kişinin gelişiminin büyük çoğunluğu ona aittir. Kişi gelişmek istiyorsa, ilk önce kendini, çevresini anlamaya çalışmalı. Sorular sormalı, yanıt aramalı. Bunun içinde düşünmesi gerekir. Zaten gelişmek isteyen birey, düşünmeye açık olmalı, öğrenmeye istekli olmalı, yaşamın gayesini, bu yolda nasıl yürünmesi gerektiğini ne türlü, niçin sorularıyla yargılamalı.

Bu arada yaşadıklarından, deneyimlerinden ne kadar eksiği olduğunu kavramalı ve nereye ulaşmak istediğini bilmeli.

Kişi, gelişiminde (yöneldiği alanda veya ruhsal, sosyal yönden) zorluklarla, cevap veremediği sorularla ve daha bir çok olumsuzluklarla karşılaşabilir. Ama hiçbir zaman bu gibi zorlukları aşılması güç kalın duvarlı kaleler olarak görmemeli.

O kaleyi aşmak için belki daha çok düşünmesi, eğer olmadıysa farklı yönlerden düşünüp gizli geçitler bulmayı ya da düşünceleri onu bir sonuca götürmüyorsa, bocalamasına neden oluyorsa, kaleyi ya bir süreliğine bırakmalı ya da her şeye baştan başlamalı.

Baştan başlarken, kendine sağlam kaynaklar bulmalı. Bu kaynakların ya da düşüncelerin temeli iyi olsun ki onu bir daha yarı yolda bırakmasın.

Kişi tek değildir. Bir topluluk içinde yaşıyor ve çevresiyle ilişki içindedir. Sosyal olmalıdır ki kendisini daha rahat anlayabilsin ve tanıyabilsin. Çünkü kişi çevresiyle vardır. Eğer çevresi olmasaydı, sadece yaşaması için gerekli olan şeyleri düşünürdü.

Topluluk içinde yaşadığından, kendini iyileştirme yolunda olan birey (bireyler), toplumunda kalkınmasını, gelişmesini ve güzelleşmesini sağlar. Böylece bir öğretmen veya tenkitçi ne kadar eksikleri olursa olsun, iyileşme yolunda olduğu için daha yararlıdır.

“ ’Kaizen’ kelimesi Japonlar için sürekli gelişmeyi anlatır: Sürekli öğrenen,  gelişen insan,  sürekli  öğrenen,  gelişen  şirket, sürekli öğrenen, gelişen ulus.” (İçimizdeki Biz-Doğan Cüceloğlu Sistem Yayınları)

Kişiler geliştikçe, olgunlaşır. Bu olgunlaşım onların sorumluluk duygularını da geliştirir. Toplumun bir bölümünü oluşturduğunu, parçası olduğunu anlar. Böyle bir insan özgürdür de. Çünkü, sorumluluklarını bilip, kendini geliştiren birey özgürdür.

Birey olgunlaştıkça, bilmediği daha pek çok şeyin olduğunu anlar ve bundan huzursuzluk duyar-duymalı da-  Bu huzursuzlukta ona, her konuda her şeye soru sormasını, tartışmasını sağlamalı.

“ ‘Kralın Yeni Giysileri’ masalını biliyor musun? Bu masalda kralın üzerinde aslında giysi filan yoktur, ama maiyetindekilerin hiçbiri bunu ona söylemeye cesaret edemez  Birdenbire bir çocuk kralın çıplak olduğunu haykırır. Cesur bir çocuktur bu, sofi. Sokrates de biz insanların ne kadar az şey bildiğini söyleyebilecek kadar cesurdu” (Sofi’nin Dünyası-Jastein Gaarden Gri Yayın Dizisi)

Kaynaklar:
Doğan Cüceloğlu; Içimizdeki Biz Sistem Yayınları
Jastein Gaarder; Sofi’nin Dünyası Pan Yayınları
Dr. Erdal Atabek; Kuşatılmış Gençlik Altın Kitaplar