Eğitim Teşkilâtı
Uzun yıllar Osmanlı mülkî idaresi,
Eyalet, Sancak, Kaza, Nahiye ve Köy İdareleri olarak ele
alınmıştır (Oğuz,1986:7). Mülkî idarede, batı anlamında ilk ve en önemli reform
hareketi, 3 Kasım 1839 tarihli Gülhane Hatt-ı Hümâyunu ile başlamıştır.
Daha sonra 1856 yılında ilân edilen Islahat Fermanı ve nihayet 1864 yılında
çıkarılan Teşkîl-i Vilâyet Nizamnamesi ile mülkî idare, aşağı yukarı
bugünkü yapıya kavuşmuştur.
Teşkîl-i Vilâyet Nizamnamesi ile
vilâyetler livâlara (sancak), livâlar da kazalara ayrılmış bulunuyordu. 1870
tarihli İdare-i Umûmiye-i Vilâyet Nizamnamesi ile de, vilâyetler
livâlara, livâlar kazalara, kazalar nâhiyelere, nâhiyeler de karyelere (köy)
ayrılmıştır (Oğuz,1986:17-21). Maârifteki teşkilâtlanma da şu şekilde
gelişmiştir:
1. Meclis-i Umûr-ı Nâfia
1838’de kurulan Meclis-i Umûr-ı
Nâfia, eğitim sistemimizin düzenleme işleriyle görevli ilk organı olduğu
söylenebilir. Her çocuğun mesleğe atılmasında ilgi, istidat ve kabiliyyetlerinin
göz önünde tutulmasını ve buna göre bir eğitim ve öğretim tarzı izlemesi
gerektiğini; eğitimde maddi cezanın kaldırılmasını belirten bu Meclisin, eğitim
kurumlarının düzenlenmesi konusunda hazırladığı ve Padişahın uygun gördüğü
teklifler şöyledir (Özalp ve Ataünal,1977:4).
a. Bu kurumların eğitim ve
öğretim düzeninde görülen aksaklıkların giderilmesi,
b. Öğrencilerin sınıflara
ayrılması,
c. Birinci kademenin ilk
sınıflarında çocuklara yalnız okuma öğretilmesi,
d. İkinci kademedeki
sınıflarda Türkçe öğretim yapılması,
e. İkinci kademeden mezun
olanların Mekâtib-i Âliye’ye (Yüksek dereceli okullar) girebilmeleri.
2. Mekâtib-i Rüşdiye Nezareti
1839 yılında Evkâf-ı Hümâyun
Nezareti içinde ve Meşihat makamının denetimi altında, Mekâtib-i Rüşdiye
Nezareti kuruldu. Bu tarihte rüşdiyeler henüz açılmamış olduğundan,
yetkileri, Mekteb-i Maârif-i Adliye ve Sıbyan Mektepleri
yönetmekte sınırlanmıştı (Özalp ve Ataünal,1977:5).
3. Meclis-i Maârif-i Muvakkat
Eğitim alanında yapılması
kararlaştırılan ıslahatı gerçekleştirmek, okul sayılarını artırmak, eğitim ve
öğretim bakımından lüzumlu nizamları koymak üzere 1845 yılında bir Meclis-ı
Maârif-i Muvakkat (Geçici) kuruldu.
4. Meclis-i Maârif-i Umûmiye
1846 yılında, doğrudan doğruya ve
sürekli olarak eğitim işlerini düzenlemek üzere Meclis-i Maârif-i Umûmiye
kurulmuştur. Bu meclisin, aynı yıl sıbyan mekteplerinin ıslahı ile ilgili
hazırladığı bir yönetmelikte, dayak cezasının yasaaklandığı, 7 yaşına giren her
çocuğun okula devam mecmuriyeti, öğrenim süresinin 4 yıl olduğu, sadece 4. Yıl
sonunda imtihan yapılacağı ve başarılı olanların rüşdiyelere girebilecekleri
konularında hükümler yer almıştır.
5. Mekâtib-i Umûmiye Nezareti
Meclis-i Maârif-i Umûmiye’nin
gösterdiği lüzum ve aldığı karara göre, o tarihine kadar Evkâf Nezareti’nin
yönetiminde bulunan okulları ayrı bir idareye bağlamak üzere, 1846 yılında ve
genel müdürlük seviyesinde, eğitim teşkilâtımızın çekirdeğini oluşturan
Mekâtib-i Umûmiye Nezareti kuruldu (Özalp ve Ataünal,1977:4-5).
Yönetimi, vak’anüvis Esat Efendi’ye verildi (Akyüz,1982:126).
6. Encümen-i Dâniş
Geçici Maârif Meclisi’nin aldığı
karar gereğince, açılacak Darülfünûn’da okutulacak fen kitaplarını yazadırmak ve
Türkçe’ye çevrilecek kitapları belirlemek üzere, 1851’de Encümen-i Dâniş
adında bir akademi kuruldu. Fransız akademilerinin örnek alındığı bu akademinin
40. Asil ve J.W.Redhouse, Tarihçi Hammer, Fransız dil bilgini Bianchi gibi ünlü
kişilerle, Türk, Rum, Ermeni ve yabancılardan oluşan 30 fahrî üyesi bulunuyordu.
Fuad Paşa ile Ahmet Cevdet Paşa’nın birlikte hazırladıkları
Kavâid-i Osmâniye adlı kitap, bu Encümen tarafından kabul edilen ilk
eserdir. Encümen-i Dâniş, 1862’de kaldırıldı (Özalp ve Ataünal,1977:6).
7. Maârif-i Umûmiye Nezareti
Meclis-i Vükalâ’ya (Bakanlar
Kurulu) dahil bir Nâzır tarafından yönetimi sağlanmak üzere, 1857 yılında
Maârif-i Umûmiye Nezareti kuruldu.Bu tarihten itibaren, bugünkü Millî Eğitim
Bakanlığı’nın görevlerini yürüten bir teşkilâtın ülkemizde tam anlamıyla
faaliyete geçtiği görülmektedir. İlk Maârif Nâzırı Abdurrahman Sami Paşa
ve ilk müsteşar da bilim adamı Hayrullah Efendidir (Akyüz,1982:126-317).
Nezaretin kuruluşundan dört yıl
sonra, 1861’de, ilgili Nezaretin görev ve yetkilerini ilk olarak tespit eden ve
Millî Eğitim esaslarını ortaya koyması bakımından büyük önem taşıyan bir
Ta’limat yayınlanmıştır.
8. Maârif-i Umûmiye Heyeti
1864 yılında Meclis-i Maârif
ile Meclis-i Muhtelit (karma) lâğvedildi. Bunların yerine, biri Mekâtib-i
Sıbyan-ı Müslime, diğeri Mekâtib-i Rüştiye ve İlmiye
adı altında iki komisyon halinde ve Nasırın başkanlığında yeni bir Maârif-i
Umûmiye Heyeti kuruldu. Iki kol halinde faaliyet göstermeleri uygun görülen
dairelerden birine Daire-i Mekâtib-i Husûsiye ve diğerine Daire-i
Mekâtib-i Umûmiye denildi (Özalp ve Ataünal,1977:8).
9. Telif ve Tercüme Dairesi
Millî Eğitim işlerinin önemli bir
bölümünü teşkil eden okul ders kitaplarının hazırlanmasında daha verimli bir
çalışma sağlanabilmesi için, 1866 yılında Maârif Nezareti bünyesinde, Telif
ve Tercüme Dairesi adı ile yeni bir organ kuruldu.
1870 yılında hazırlanan Telif ve
Tercüme Nizamnamesi ile, ilkokullara ait ders kitapları yazdırılması işinin
bir şartname ile belirlenmesi ve gazetelerde yayınlanarak yarışma yoluyla kitap
yazdırılması hükmü getirildi. 35. mad.den oluşan bu yönetmelik, getirdiği yeni
hükümler bakımından Eğitim Tarihimizde telif ve tercüme işler için ilk
önemli belgedir (Özalp ve Ataünal,1977:8).
10. Meclis-i Kebir-i Maârif
Maârif Nezareti’nin Merkez ve Taşra
Teşkilâtını ve işleyişini kanuni bir statüye kavuşturan 1869 tarihli Maârif-i
Umûmiye Nizamnamesi ile Maârif Nâzırı’nın başkanlığında ilmî
ve idarî olmak üzere, iki daireye ayrılan Meclis-i Kebir-i
Maârif kuruldu. Osmanlı Devleti’nin son günlerine kadar, kadrosu ve
yetkileri, zaman daraltılıp genişletilerek devam eden düzenleme organlarının
temelini, bu Meclis teşkil etmiştir.
Vilayetlerde Meclis-i Kebir-i
Maârif’in icra organı olmak üzere, Maârif Müdürünün başkınlığında birer
Maârif Meclisi kurulmuştur.
1869 tarihli Nizamname’nin
hazırlanmasında Osmanlı Eğitim Sistemi’nin Batı Ülkeleri örneklerine göre
örgütlenmesi esasının kabul edildiği görülmektedir.
|