|
Öğretmenlerin İstihdam ve Maaşı
Öğretmen mevcut sistemin bir gereği
olarak, merkez tarafından atanmaktadır. Buna göre, Edirne veya Kars ilinde görev
yapacak bir öğretmen, merkezce belirlenmektedir. Mesleğini seven ve sevmeyen,
yetenekli ve yeteneksiz, çalışkan ve tembel, başarılı ve başarısız iki öğretmen,
aynı derece ve kademede iseler, aynı maaşı almaktadırlar. Bu konuda mahallin,
öğretmene bir müdahalesi olmamaktadır. Öğretmen de mesleğinde maaş
yönünden kendini emniyette (sigortalı) hissettiğinden, okul idaresine
karşı vereceği bir hesabı bulunmamaktadır. Aslında okul idaresinin bu öğretmenin
seçiminde, herhangi bir sorumluluğu da yoktur. Onun için öğretmen, okumayı,
kendini yenilemeyi ve mesleğinde yenilikleri takip etmeyi, lüzumsuz addetmekte
ve buna ihtiyaç duymamaktadır.
Burada vurgulanması gereken
noktalardan biri de şudur: Mesleğinde başarısız bir öğretmene, okul ve
merkezce uygulanacak bir yaptırım mevcut değildir. Kanun ya da disiplin suçu
işlemeyen bir öğretmen, yeteneksiz ve başarısız olsa da, öğretime devam etmekte
ve maaşını, çalışkan ve başarılı bir öğretmen gibi,
zamanında ve eksiksiz almaktadır. Bu durumda, tembellik ve beceriksizlik
ödüllendirilmiş olmaktadır. Dünyanın hiç bir yerinde, sağ duyu sahibi birinin,
çalışkanla tembeli ve başarılı ile başarısızı aynı şekilde değerlendirdiği
görülmez. Aslında bu sistemde başarı, öğretmenin kurulu makine
gibi hareket etmesi ve genellikle tek kitap çerçevesinde düşünce ve davranış
bakımından standart öğrenciler yetiştirmesi şeklinde düşünülmektedir.
Halbuki hayat şartları hızla
değişmekte, teknolojik yenilikler birbirini takip etmekte, süper güçler
(devletler) arasında yakınlaşma ve yumuşama görülmekte, sistemler ve ideolojiler
köklü revizyonlara uğramakta ve uydular sistemi ile yabancı ülke TV
programları evimize kadar girmektedir.
Bu gelişmeler karşısında, kendi
kabuğuna çekilip gerçeklere gözlerini kapayan bir sistem (merkeziyetçilik),
acaba yapısını koruyabilecek ve yönetimde de aynı kural ve uygulamaları
sürdürebilecek midir?
|
|