Sonraki
/ Next>>>
<<<
Geri / Go Back
Gençlik
Kulübü tarafından yapılan "Çukur Ova Kır Koşusu"
Nihat Gönenç, Nedim Muratoğlu, A. Turan Öztopçu, Cemil
Tokyürek arkadaşları ve atletler.
fotoğrafın
çekim tarihi 16 Şubat 1947
MERHUM
ERZİNCAN BELEDİYE BAŞKANI Av. NEDİM MURADOĞLU’NU ANARKEN
A.Hikmet KÖKSAL
hikmetkoksal@gmail.com
Her seçim yeni
bir fırsattır. Şehirler ve seçmenler için hacamat (kan
değişimi) gibidir. Hizmet makamlarında yeni yüzlerin bulunması
yeni fikirlerin hayata geçmesi, başarılı hizmetlerin ifade
edilmesi için şehirlere fırsat verir. Tabi başkanlığa aday
olanların kentleri, beldeleri için ürettikleri projelerin
arkada kalan başkanların bıraktıkları eserleri ileride
mukayese imkânı verir.
Buda seçmene oy vereceği adayın çapını tespitte önemli
ipuçları verir.
“Erzincan Belgeliği” sitesinde 16 Şubat 1947 tarihli
bir fotoğraf var.
O yılların önemli spor kulüplerinden biri olan Gençlik Spor
Kulübü tarafından tertiplenen “Çukurova kır koşusu”nda
çekilmiş. Merhum belediye başkanlarımızdan Av. Nedim Muradoğlu,
Nihat İnan, A.Turan Öztopçu ile diğer arkadaşları ve atletler
ile birlikte tarihe iz bırakmış bir görüntü.
Gençler hatırlamazlar, bugün hala Kızılay Mahallesi
kahvelerinin bulunduğu bir sıra ahşap dükkânın batı cephesinde
Gençlik Spor Kulübü bulunurdu. Renkleri Sarı-Kırmızı olan bu
kulüp 1969 yılında yine önemli bir spor kulübümüz olan 13
Şubat Spor kulübü ile birleşip onunda Siyah-Beyaz olan forma
renkleri ile birleştirip Kırmızı-Siyah forma renkli
ERZİNCANSPOR’ kurulmuştu.
Bugünlerde, basında yer alan haberler göre bugün kendi
tesislerinde ödeyemediği elektrik borcu yüzünden sporcuların
mum yakıp oturduğu Erzincan Spor 1969 yılının şartlarında
Belediye Başkanı Nedim Muradoğlu ve sporseverler tarafından
kurulmuş, uzun yıllar ikinci ve üçüncü ligde mücadele vermiş
hatta 1997-1998 sezonunda 1.lige terfi maçında Sakaryaspor ile
yarı final oynamış uzatma dakikalarında kaybederek 1.ligin
kapısından dönmüştü.
Eğer fırsatım olsaydı bugün şehrin yönetimine talip olan bütün
adaylara şunu sorardım.
Sizde, yirmi yıl sonra milletin baktıkça sizi hatırlayacağı
HANGİ PROJENİZ VAR?
Yirmi yıl insan hayatında uzun bir süre ama şehir hayatında
çok kısadır hele zamanımızda bugün gelen başkanın dün gidenin
yaptığını yıktığı bir proje kısırlığı zamanında daha da
önemlidir. Birde bunu yarım asır olarak düşünün.
Nedim MURADOĞLU eserleri ile hatırlanan böyle bir başkandı.
Dayatmalara karşı kendi meclisi ile kavgaya girecek kadar
yürekli, meclisi tarafından başkanlıktan düşürüldükten sonra
tekrar aday olup hizmete devam edecek kadar bilge bir başkan.
Bugün hizmet aldığımız Ekşi Su Mesire alanı, maden suyu
işletme tesisinin ilk fabrikası, geçen yıl yerine ancak
yenisini kurabildiğimiz şehirlerarası otogar, Sanayi Sitesi ve
Keresteciler Sitesi, Buğday Meydanı, kese kese bitirilemeyen
Belediye Kavaklığı, Belediye yer altı çarşısı Nedim
Muradoğlu’n un 1963 yılında göreve geldiği kesintisi ile 1977
yılına kadar yürüttüğü başkanlık döneminde benim
hatırlayabildiğim hizmetleri.
Görev yaptığı yıllar Erzincan’ın aşağı çarşı enkazında
yaşamaya devam etmekte ısrar ettiği göç için direndiği
kafalarda hala bağdadi ahşap yapıların çakılı kaldığı
yıllardır. Bir şehrin paradigmasını değiştirmek kolay iş
değildir ancak liderlere mahsusu bir yetenektir. Esnafı yukarı
sanayi dükkânlarına taşımak için Semercilik yapan babamın,
çadırcı, berber, bakırcı her neyse nasıl direndiğini sonrada
nasıl keyifle taşındıklarını hatırlıyorum.
Merkezi idare payları, iller bankasından belediyelere akan
paralar bugünkü değildi.
Teknik elaman ve bilgili çalışan o yılların kıtlığı içindeydi.
Bu eserler varlık içinde değil cep telefonu ve fotokopi
makinesinin olmadığı yıllarda yapmak her babayiğidin harcı
değildir.
Onun için tekrar soralım,
Kendisi ile 1977 yılında çalışma fırsatı bulduğum
MURADOĞLU’nun, Ankara’dan Erzincan’a her dönüşünde
Sakaltutan’da arabadan inip “Anam Babam Erzincan” diye
gözyaşı döktüğünü bilirim.
Daha öncede yayımladığım kendi şiirini hatırasına hürmeten
tekrar okuyalım;
Bir türkü tutturarak geçtim Yalnız bağından
Buz gibi sular içtim Karataş kaynağından
Dağlar benim ardımda ben dağların peşinde
Günlerce gezip tozdum yaylanın güneşinde
Yoruldum bir söğüdün altında serinledim
Dalından kaval yaptım ben çaldım ben dinledim
Gittikçe kararıyor uzaktan karayazı
Bir aşığa rastladım elinde kırık sazı
İndik sırttan aşağı, geldik Keklikbeli’ne
Ağam hele vur dedim şu sazının teline
Düğümlendi gönlümde söylenen birkaç mani
Sazımda dile geldi aşık Kerem, Sümmani
Başı pare pare dumanlı dağlar
Duman eğlenir mi, kar olmayınca
Bana derler gel gönül eğle
Gönül eğlenir mi yar olmayınca
Nerde çocukluğumu geçirdiğim bahçeler
Ey çeşmem kuru çeşmem bana ondan haber ver
Ey dağların bağrında büyüttüğü Erzincan
En tatlı uykumda sen gittin çırpınamadan
Nereye gidiyorum şaşırdım solu sağı
Okşayınca alnımı Karasu’nun sazağı
Gecenin sessizliği içinde sükûn buldum
Horozların sesiyle köy yoluna koyuldum
Girdim yeşil bağlara her taraf gül içinde
Bir solmuş gül kopardım, kaldım bülbül içinde
Yine başladı yaram sızlayıp kanamaya
Dökülürken dudaktan unutulmaz bir Maya
Erzincan etrafın gül inen diken
Bende sevdim seni gonca gül iken
Sineyi sineye dolamış iken
Felek beni nazlı yardan ayırdı
Bir yanda Munzur Dağı keşiş ile yarışmış
Çimen dağı Spikörle kucaklaşıp karışmış
Bu dağların bağrında Erzincan hep can bulmuş
Munzur’dan bir su inmiş buz gibi Mercan olmuş
BEN ÇOK ŞEYLER DİYECEĞİM DİYEMİYEM MERAKTAN
ANAM BABAM ERZİNCAN, SEN NE HOŞSAN IRAKTAN…
Kaynak:
http://dusunhaber.com/adaylar-ve-baskanlar-ile-merhum-av-nedim-muradoglu-ornegi.html
|